24 Ağustos 2016 Çarşamba

Film Önerileri | 2

Merhabalar! Çok geciktirmeden geleyim ve sizlere azcık film önerileri yapayım dedim. Biliyorsunuz okulların açılmasına 26 gün kaldı!
Ve bu süreçte, okullar açılmadan bir sürü film izleyeyim diye düşünenler vardır eminim ki... Çünkü ben öyleyim! Şimdi, bugün önereceğim filmler farklı türlerden olacak. Yani illa ki kendinize uyan bir tana bulabilirsiniz! O zamaan başlayalım!


1- Atonement

Tür: Dram, Romantik

Konusu: 1935 yazının en sıcak günlerinden birinde, On üç yaşındaki Briony Tallis, yanlış zamanda yanlış yerde bulunarak görmemesi gereken bir şeyi aklına kazır: (aslında burada söylüyor ne olduğunu ama bana göre spoiler, çünkü filmin ortalarına yakınken gerçekleşiyor bu olay) Çocuk aklı ile gördüklerini yanlış yorumlaması yıllarca sürecek büyük bir trajedinin yaşanmasına neden olacaktır. Bir daha hiç düzelmeyecek kadar trajik bir şekilde kaderleri birbirlerine bağlanan bu üç insan da, hak etmedikleri bir kefaretin farklı şekillerde kurbanı olacaklardır.



Değerlendirmem: Bu filmi izlememin sebebi James McAvoy'un baş rolde oynamasıydı. Adama bayılıyorum! Hele de oyunculuğuna... Bu filmde daha da başarılıydı bence.
Küçücük şeylerin, insanları nerelere getireceği ve nelere mâl olacağını anlatan bir film. Sonunda çok etkilendim, çünkü beklemediğim şeylerle karşı karşıya geldim ve izlerken aynen şu tepkiyi verdim; "Hayır, hayır ya. İnanmıyorum. Hayır ya, yapma bunu be..." Tarzında tepkiler verdim. Çünkü hayal kırıklığına uğradım. Daha farklı bir son bekliyordum.
Filmin işlenişi, oyuncu seçimleri gerçekten çok güzeldi. İzlerken hiç sıkılmadım. Oyunculuklar çok başarılıydı. Eğer bu tarz, savaşta geçen, romantik ve dram filmlerini seviyorsanız kesinlikle öneririm!



2- 6 Süper Kahraman

Tür: Animasyon

Konusu: Dehasının güçlerini kullanmayı öğrenen robot dahisi Hiro Hamada’yı, Hiro’ya bu konuda yardımcı olan muhteşem kardeşi Tadashi’yi, onlara çok benzeyen, macera bağımlısı olan arkadaşları GoGo Tamaga’yı, düzenli ve tatlı Wasabi No-Ginger’ı, kimya dehası Honey Lemon’ı ve fanatik Fred’in hikayesini anlatıyor. Süper Kahraman 6, kendini tehlikeli bir komplonun içinde bulunca en yakın arkadaşı olan Baymax isimli bir robotun yardımını istemek zorunda kalan robot dahisi Hiro Hamada’yı ve bir grup yüksek teknolojili kahramanının bu gizemi nasıl çözdüğünü anlatıyor.


Değerlendirmem: Bu filmi kaç kere izledim hatırlamıyorum. 6-7 kere sanırım. En sevdiğim animasyon filmlerinden biridir. Bu arada ben animasyon filmlerini çok severim. Çoğunu izlemişimdir zaten. :D Bu da çok çok güzel bir animasyon filmiydi. Hem komedi, hem aksiyon içeriyor. İzlerken çok güldüğüm yerler oldu. Ne zaman moralim bozuk olsa açıp izlerim.



3- Julia's Eyes

Tür: Gerilim, Korku

Konusu: Konusu: Julia ikiz kardeşinin de intiharına sebep olarak gösterilen hastalığıyla mücadele ederken zaman içerisinde bu olay hakkında fikirleri tamamen değişir. Yavaş yavaş kardeşinin ölümü bir esrara dönüşür. Şüpheleriyle ilgili henüz bir sonuca varamamışken sürekli göz hapsinde olduğunu hisseder ve geçirdiği ameliyat sonrası onun için çok daha zor günler başlar. Gördüklerinin ne olduğundan bir türlü emin olamayan Julıan için artık gerçeğin ne olduğunu bulmak her şeyden daha önemlidir.


Değerlendirmem: Bu filmi çok küçükken izlemiştim. O zaman çok etkilenmiştim. Birkaç yıl önce tekrar izledim ve tekrar bayıldım filme. Korku filmimden ziyade, daha çok gerilim filmi. Ben izlerken gerim gerim gerilmiştim. Eğer gerilim filmlerini seviyorsanız kesinlikle öneririm.



Umarım bu yazı sizlere faydalı olmuştur. Yakın bir zamanda tekrar film önerileriyle geleceğim. Sizlerinde bana önereceğiniz filmler varsa yoruma yazarsanız çok sevinirim!
Hoşçakalın! :')

11 Ağustos 2016 Perşembe

Bookstagram Açanlar İçin

Heyo! Yine uzun bir aradan sonra buradayım! Arkadaşlar ben beceremiyorum, düzenli gönderi atamıyorum yahu! Olmuyor... Bugün o uzun aradan sonra sizlere bookstagram hakkında biraz açıklama yapmak istiyorum. Zaten bayağı önce yapmıştım ama şimdi yapacağım da daha ayrıntılı bir şekilde açıklamalar ve öneriler yapmayı düşünüyorum. Kendimce aşama aşama nasıl daha iyi olabileceğiniz hakkında öneriler de bulunmak istiyorum. Tabii bu söyleyeceklerimin hepsi benim görüşüm ve düşüncem. :')






Bookstagram nedir?


• Kitap severlerin İnstagram adlı sosyal medyada buluştuğu topluluğa verilen addır. Ben genellikle kendi hesabımda okuduğum kitapların yorumlarını paylaşıyorum. Ara sıra tag'ler yapıyorum.


Bookstagram Hakkında Bilinmesi Gerekenler?


• Bookstagram ücretsizdir.


Açtığınız gibi takipçim çoğalmıyor diye üzülürseniz kaybedirsiniz. Bu hemen olacak şey değil çünkü. Son 5-6 ayda booktagram hesapları çok çoğaldığından keşfedilmeniz zor olabilir. Kendinizi farkettirmek için de fotoğraflarınızın altına etiketler koyabilirsiniz.



Bazı kişiler, bookstagramı yayınevleri hediye (onların deyimiyle; bedava kitap) gönderiyor diye açıyorlar. Fakat öyle değil. Yayınevleri istedikleri hesaplara, yeni çıkardıkları kitapları yorumlamaları karşılığında gönderiyorlar. Açtığınız gibi yayınevlerine mesaj atarsanız cevap vereceklerini sanmıyorum. Çünkü yayınevleri kitapları gönderiyor,eğer okuyan kişi beğenirse iyi bir yorum yazıyor ve onu takip edenlerden yorumlarına güvenenler kitabı alıyor. Yani daha yeni açmışken öyle bir şeyin olacağını sanmıyorum.



Yeni hesap açtığınız anda başka hesaplara; beni paylaşır mısın, takip eder misin tarzında mesajlar atmanızı önermem. Açıkçası ben öyle mesajlar gelince sinir oluyorum. Öyle mesajlara nasıl cevap verilir ki? İstemiyorum dense bu sefer sert çıkışmış gibi görünüyor. Onun yerine, hesabınızı yeni açtığınızı ve önerebileceği şeyler olup olmadığını sorabilirsiniz. Zaten önermek için hesabınıza girer ve eğer onun tarzında bir hesap ise takip eder. 






Kullanıcı Adı?


• Bookstagram açmak istiyorsanız önce kendinizi temsil eden, güzel ve dikkat çekici bir kullanıcı adı bulmalısınız. Direkt düz bir kullanıcı adı bulsanız daha iyi olabilir. İçerisinde alt tire, sayılar veya başka işaretler geçen kullanıcı adlar bana göre pek de dikkat çekici ve tıklanası gelmiyor. Başkalarınınkine bakarak fikir edinebilirsiniz fakat taklitlerden sakının. Çünkü bir instagram kullanıcısının ilk baktığı şey kulanıcı adı, yani ben öyle yapıyorum.


Fotoğraflar nasıl çekilmelidir?

Ben girdiğim bir profilde ilk önce düzene dikkat ediyorum. Tabii ki yorumlar da önemli fakat yorumlarımızı paylaştığımız yer fotoğraf uygulaması olduğundan bir hesaba girince ilk dikkat ettiğim ister istemez fotoğraflar oluyor. Yani profilinizin düzenli görünmesi, görüntü için daha iyi olacaktır.



• Önce kendinize bir tema belirleyin. Tema dediğimiz; kitabınızın altına koyduğunuz nesne. Yani arka plan. Ben şu an beyaz bir çarşaf kullanıyorum. Siz de istediğiniz bir renkte kazak, bornoz, halı, masa, hırka, tişört gibi nesnelerin üzerine kitabınızını koyabilirsiniz. Tabii fotoğraf böyle çok boş oluyor, yanına mum, ayraç, başka kitaplar, biblo, bilgisayar, kulaklık tarzı materyaller koyabilirsiniz. En son olarak sıra efekte geldi! Aslında efekt kullanmak zorunda değilsiniz ama ben efektsiz fotoğraf koymayı sevmiyorum. Eğer sizler de benim gibiyseniz efekt kullanabilirsiniz. Efektlerinizin çok boğucu olmamasına dikkat edin. Son olarak fotoğraflarınızı hep gün ışığında çekmeye çalışın. Çünkü diğer hiçbir ışık, gün ışığı kadar doğal durmuyor.



• Eğer hala fotoğrafları nasıl çekeceğiniz konusunda kararsızsanız, başka Türk veya yabancı bookstagramları gezerek fikir edinebilirsiniz. Fotoğrafı çekerken illaki güzel bir fotoğraf çeken aletinizin olması gerekmiyor. Temanız ve efektiniz sizin kusur olarak sandığınızı kapatacaktır.





Kitap Yorumları Nasıl Yazılmalıdır?

• Kitap hakkında yaptığınız yorumlar çok önemli. O yorumu yazma üslubunuz, noktalama işaretlerine ve  yazım yanlışlarına dikkat etmeniz gerekiyor bence. Diğer türlü ciddiye alınmıyormuşum gibi hissediyorum ben. 


Ben yorumlarımı yazdığım düzenden biraz bahsedeyim önce, zaten sizinde akılınızda fikirler oluşmuş olur. Ben yorumu yazarken ilk önce kitabın bana nasıl hissettirdiğini kaleme alıyorum. Daha sonra kitap hakkında beğendiğim ve beğenmediğim yerleri olabildiğince açıklamaya, aynı zamanda eleştirmeye çalışıyorum. Tabii eleştirirken kaba kelimeler kullanmamaya dikkat ediyorum. Eleştirim bittikten sonra kitabın konusunu anlatıyorum kendimce fakat o gün yazmaya üşenmişsem, kitabın arka kapağında yazanı kopyalıyorum. Son olarak ise beş üzerinden puanımı veriyorum.








Umarım yardımcı olabilmişimdir! Eğer sorularınız varsa sormaktan çekinmeyin! ^^

30 Haziran 2016 Perşembe

Haziran Ayı Favorileri | 2016

            Heyo! Nasılsınız? Ben aşırı yorgunum, aynı zamanda uykulu.




En yakın arkadaşlarımın birinde gördüğüm favoriler yazısını ben de yapayım dedim. Elimden geldiğince her ay bu favoriler yazısını paylaşmaya çalışacağım. Favori kitaplarım, filmlerim, dizilerim, müziklerim, vb. şeyleri anlatacağım. Umarım fikir edinmenize yardımcı olur. İlk önce favori filmlerimden başlayalım. :')

Favori Filmlerim:              

1- Me Before You 

Bu filmi duymayan yoktur diye düşünüyorum. Filmini olmasa bile kitabını duymuş olabilirsiniz. Senden Önce Ben diye çevrildi. Kitabı okuyalı 3-4 yıl oluyor. Kitabı çok sevmiştim ve bayağı ağlamıştım. Filmi çıktığını duyunca gitmek için elimden geleni yaptım ve sonunda filme gittim! Her dakikasında yüzümde aptal bir gülümseme vardı. Bir ara gözlerim dolmadı değil. Oyuncular tam karakterlere göreydi bence. Hayalimdeki gibiydi diyebilirim. Film hakkında pek bir şey söylemek istemiyorum. konusunu yazıp diğer filme geçiyorum.


Konusu: Birbirlerine aşktan başka verecek hiçbir şeyleri yoktu...

Yaşamın ince detayları Lou'dan sorulur. Otobüs durağıyla ev arasında kaç adım var? Çalıştığı kafeye gelip gidenler nasıl bir hayat yaşıyor? Parlak yeşil elbisenin altına ne renk külotlu çorap giyilir? Onda bu soruların hepsinin cevabı var. Kolayca mutlu olabildiği küçücük dünyasında bilmediği tek şey hayatın çok daha karmaşık soru ve cevaplarla dolu olduğu...

Geçirdiği motosiklet kazasıyla hayatı altüst olan Will uzun süredir karmaşık sorularla meşgul. Bu hayatta diğer insanları mutlu eden küçük şeyler ona biraz olsun keyif vermiyor. Çevresindeki tüm renkler birden griye dönmüş ve böyle bir umutsuzluk içindeyken yapabileceği tek şeyin hayatını sonlandırmak olduğunu düşünüyor.

Peki, asık suratlı, aksi ve geçimsiz Will, Lou'nun rengârenk yaşamıyla karşılaşırsa neler olur? 
Mucizelere inanmıyorsanız durup bir kez daha düşünün...  


                                                                                                                 

2- Danish Girl          

Bu film hakkında ne desem bilmiyorum. Değindikleri konu cidden çok güzeldi. Ve bu filmdeki karakterlerin gerçek hayatta olması da filme ayrı bir özellik katmıştı. Filmdeki oyuncuların oyunculuklarına hayran kaldım. Hele de başrol erkek oyuncunun oyunculuğuna... Filmden biraz bahsedecek olursam; film bayağı duygusaldı. Ağlamadım ama bunun sebebi filmi iki günde bitirmiş olmamdan kaynaklanıyor olabilir. Baş karakter kızın filmdeki karakterine hayran kaldım. Böyle bir durumda kocasını sonuna kadar destekleyip yanında kalması olağan dışı bir şey bence.

Konusu: Ünlü bir ressam olan Einar Wegener dünyaya erkek olarak gözlerini açmıştır. Gerda Gottlieb ile evlenmesine rağmen içinde her zaman bir kadın yaşamaktadır. Eşi ile birlikte anı mesleği yapmaları iyi anlaşmalarını da sağlıyor olacaktır. Bir gün Gerda’nın da karşı cinse yönelik ilgisinin olduğunu anlar. Tüm bu yaşananlar tarihe ilk cinsiyet değiştirme ameliyatı olarak yazılacaktır. Bundan sonra ikilinin tüm hayatı geri dönülmez bir hal alacaktır. 




Favori Dizi:

1- Prison Break

Bu diziyle ilgili ikinci yazım olacak. Ayrıntılı okumak içi buraya tıklayın. Hala daha başlamadıysanız hemen açın ve başlayın! Pişman olmayacaksınız! Her bölümde aksiyon, heyecan var. Bunun dışında aşk, dram içeren yerler de var. Artık bu diziyi herkese izletmeye çalışıyorum. :D Lütfen izleyin!

Konusu: Prison Break Bir yapı mühendisi olan Michael Scofield, işlememiş olduğu bir suçtan idam cezasına çarptırılan abisi Lincoln Burrows'u kurtarmak için tüm yasal yolların tükendiğini farkedince işleri kendi eline alır. Mükkemmel kurgulanmış kaçış planıyla abisini kurtarmak için bir bankayı soyar ve abisinin bulunduğu hapisaneye gönderilir. Michael planını uygulmaya başladıktan sonra hesaba katmadığı tek bir şeyin olduğunu anlar: İnsanlar...

Favori Müzikler:

1- Ed Sheeran - Photograph
2- Adele - Send My Love
3- Alan Walker - Faded
4- Enya - Only Time
5- Jess Glynne - Take Me Home
6- Lukas Graham - 7 Years



Favori Kitap:

1- Yağmurla Gelen Mutluluk

Bu kitabı ikinci okuyuşumdu. İlk okuduğum zamandan bu zamana bayağı bir süre geçti. Biraz reading slumtaydım, o yüzden kitap okuyamıyordum. Dedim bari sevdiğim bir kitabı okuyayım. Kitabı çok seviyorum. Sebebi ise yazarın çok farklı bir konuyu ele alması. Bazı yerlerde ciddi anlam da çok güldüm. Komik bir kitap olmasının yanında aşırı duygusal. Baş karakterlerden biri olan Colton duygusal anlarda kurduğu cümlelerle bana kahkaha attırmayı başardı. Bu ay ki favori kitabım buydu!




Konusu: Yağmurla Gelen Mutluluk, farklılıkların aslında ne kadar abartıldığını ve sevginin karşısında hiçbir şeyin duramayacağını bir kez daha gözler önüne seriyor...

Söz konusu aşksa, sıradan diye bir şey yoktur.Herkes Colton Neely'nin özel olduğunu düşünüyordu. Lilly Evans ise büyüleyici olduğunu...

Çocukluk arkadaşlarıyken bir kaza yüzünden yolları ayrılmıştı. Yıllar sonra buluştuklarında ise Lilly, Colton'ın ne kadar özel olduğunu ve onu daha fazla tanımak istediğini keşfedecekti. Ve Colton'ı tanıdıkça, ona daha çok bağlanacaktı.

Ancak Lilly, sevgisini kelimelerle ifade etmekte dahi zorlanan bu çocukla ilişkisini dilediği gibi yürütebilecek miydi?


*


Eveet, bu yazıyı da burada bitiriyorum. Umarım belli fikirler edinmenize yardımcı olmuşumdur. Sizin bu ayki favorileriniz neydi? Yorumda benimle paylaşabilirsiniz! Sonraki yazıya kadar... Hoşçakalın! :')







29 Haziran 2016 Çarşamba

Dizi Önerileri | 1

Merhabalar! Uzun bir süredir yoktum. Hatta çok uzun bir süredir... Nedeni yok. Sadece yazmaya üşeniyordum. Neyse, konumuza dönelim. Biliyorsunuz ki yaz geldi. hepimiz film, dizi, kitap arayışlarındayız. Ben de bunun için buradayım! Gördüğünüz üzere dizi önerilerini artık part part yapmaya karar verim. Bir partta 3 dizi önerisi olacak. O zaman başlayalım!







1- Fringe
Tür: Bilim Kurgu.
Sezon Sayısı: 5, final oldu.

Konusu: Fringe takımı korkunç ve tüm dünyayı etkileyebilecek açıklanamayan olayları açıklamak için alışılmamış bilimsel yöntemlerden ve FBI soruşturma yöntemlerinden yararlanarak insanları kurtarmaktadırlar.


Değerledirmem: Bu diziyi o kadar çok seviyorum ki! Dizinin içerisinde her tür işlenmiş. Gerek güldüm, ağladım, üzüldüm, sinirlendim, korktum, mutlu oldum... Eğer dizi listenizde yoksa ekleyin yoksa başınızı ağrıtır dururum. :') Dizinin karakterlerine bayılmıştım. Hele Walter Bishop'a... Bir saniye, diziye karşı özlemim arttı. Biraz özleyip geliyorum!





2- The Walking Dead


Tür: Korku, Dram.


Sezon Sayısı: 6, devam ediyor.

Konu: Rick Grimes bir kaza geçirir ve komaya girer. Komadan uyanıp hastaneden çıktığında ardında bıraktığı dünya artım yoktur. Etobur, onların adlandırmış ismiyle Aylaklar etraftadır. Rick Grimes bu süreçte ailesini arar ve aylaklardan kaçar.


Değerlendirmem: İzleyenler bilir, her bölümde heyecan yok. Ama gerektiği yerde öyle bir heyecan oluyor ki, iyiki de her bölümde heyecan yokmuş diyorsunuz. Bu dizi benim izlediğim ilk korku dizisiydi. O yüzde bu dizinin ben de yeri ayrıdır. Ve sizlerde korkuyla alakalı şeyler izlemeyi seviyorsanız öneririm!







3- Prison Break
Tür: Aksiyon, Dram, Suç.
Sezon Sayısı: 4, final oldu. Fakat devam etmesi için çok istek geldi. 2017'de yeni sezon gelecek.
Konu: Prison Break Bir yapı mühendisi olan Michael Scofield, işlememiş olduğu bir suçtan idam cezasına çarptırılan abisi Lincoln Burrows'u kurtarmak için tüm yasal yolların tükendiğini farkedince işleri kendi eline alır. Mükkemmel kurgulanmış kaçış planıyla abisini kurtarmak için bir bankayı soyar ve abisinin bulunduğu hapisaneye gönderilir. Michael planını uygulmaya başladıktan sonra hesaba katmadığı tek bir şeyin olduğunu anlar: İnsanlar...
Değerlendirmem: Bu dizi hakkında ne söyleyebileceğimi bilmiyorum. Tek kelime ile mükemmeldi. Ben genellikle ağlayabilen birisi değilim. Fakat bu dizinin finalinde hıçkırarak ağladım. Hiçbir dizideki karakterlere bu kadar bağlanmamıştım. Kurgunun zekiliği, oyuncu seçimleri, karakterler... Mükemmeldi. Aksiyon sevmeyen bana aksiyon sevdirdi. Eğer zevklerime güveniyorsanız kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim.




Evet, okuduğunuz için teşekkür ederim. Umuyorum ki dizi listelerinize bir şeyler ekletebilmişimdir sizlere. Elimden geldiğince artık her gün farklı bir konu üzerine yazmaya çalışacağım. Hoşçakalın! :')

27 Haziran 2016 Pazartesi

Film Önerileri | 1

Hey, yine ben! Demiştim çok geciktirmeden yeni bir yazıyla geleceğim diye. İşte geldim! Bugün de sizlere film önerisi yapmak istiyorum. Dizi önerilerinde olduğu gibi, bunda fa part part yapacağım. Her partta 3 tane film önereceğim.
Beni bilenler bilir, gençlik ve aşk filmleri izlemeyi çok severim. Hele de yaz zamanı! Fakat maalesef ki tüm aşk filmlerini izlemiş bulunuyorum. Hala daha izlemediğim 10-15 tane vardır ama onları beğenmediğimden izlemiyorum.

Havalar aşırı sıcak! Yanıyorum arkadaşlar. Sanki 30 derece değil de 50 derece gibi! Sizin de bana önereceğiniz filmler varsa yoruma yazabilirsiniz! :')








Uzattım yine, haydi önerilere geçelim!


1- The Road Within Tür: Komedi, Dram. Konu: Tourette Sendromu'na sahip bir genç olan Vincent, annesini kaybettikten sonra uzun süredir görmediği babası Robert'a taşınmak zorunda kalır, ancak politikayla ilgilenen babası ayakbağı olmaması için onu Dr. Mia Rose'un kliniğine yatırır. Vincent burada tanıştığı anoreksik Marie'ye aşık olur. Doktorun arabasını çalan ikili, yanlarına obsesif kompülsif Alex'i de alarak hepsinin hayatını değiştirecek bir yolculuğa çıkar. Değerlendirmem: Filme bayıldım! En az üç kere izlemişimdir. Bu yaz vakti, hele de boş zamanınızda izlenebilecek nadir filmlerden bir tanesi. Çok komik, biraz duygusal ve içinde aşk kırıntıları barından tatlı mı tatlı bir film! İzledikten sonra bu yazının altına filmi nasıl bulduğunuza dair bana haber vermeyi unutmayın! :')



2- I Origins Tür: Aşk, Bilim-kurgu.
Konu: Moleküler biyolog Ian Gray ve laboratuvarda birlikte çalıştığı arkadaşları Karen ve Kenny, insan gözünün evrimine dair bir araştırma yapmaktadırlar. Bu araştırma, insanoğlunun kaderini etkileyecek sonuçlar doğurma potansiyeline sahiptir. Ian bu sırada oldukça farklı gözleri olan Sofi ile tanışır.




Değerlendirmem: Benim bu tür bilimle alakalı filmlere hep ilgim olmuştur. Bu filme başlarken içerisinde aşk olduğunu biliyordum. Ama çok fazla yoktu. Filme bayılmıştım. Ciddi anlamda duygusallık barındırıyordu. Bazı yerlerde bilimin geldiği yerden dolayı bayağı bir şaşkınlık yaşadım.


3- Love Rosie


Tür: Romantik Komedi.



Konusu: Rosie ve Alex 5 yaşından beri birbirlerinin en iyi dostu olmuştur; bu yüzden aralarında aşka ve sevgili olmaya dair hiçbir ihtimal olmamıştır. Ama ne zaman olay sevgili seçimlerine gelse, birbirlerinin en büyük düşmanı olmuşlardır. 18 yaşında yapılan bir seçim, kaçırılan bir fırsat ise hayatlarını bambaşka yönlere sürükler. Ama aralarındaki bağ, kilometrelerce mesafeye, akıp giden zamana yenilmez...




                                                                                    
Değerlendirmem: Bu film favori filmlerimden bir tanesi. Gerçekten çok güzel, izlerken sıkılmıyorsunuz, aksine gülüyorsunuz. Çünkü olayların işleyişi gülünç. Bazı sahneler var; Yok artık! diye tepki verebileceğiniz türden. Biraz cinsel içerikli sahneler vardı, o kısımları pek sevmedim. Onun haricinde çok güzeldi, akıcı olduğu için sıkılmıyorsunuz. Tavsiye ederim, eğer izlemek isterseniz.


23 Şubat 2016 Salı

İletişim




Bana ulaşmak için;

Mail: basakcakmak@windowslive.com
Snapchat: basakcakmak & usengencanli
Bookstagram                                                              
İnstagram
YouTube                                                                                           
Wattpad                                                                    
Tumblr                                                                  
Ask.fm


28 Ocak 2016 Perşembe

Bookstagram Nedir, Bookstagram Açma Sorunsalı ve Tavsiyeler

Kendimi tavsiye verecek biri olarak görmüyorum, sakın yanlış anlamayın. Sadece gelen mesajlara karşın kendi çapımda bir şeyler söylemek istedim. Tabii ben böyle dedim diye öyle yapmanız gerekmiyor, bu düşünceler kişiden kişiye farklılık gösterebilir.

Yine saçmaladım, neyse. Başlayayım.


Bookstagram nedir?

Bookstagram, kitap severlerin sosyal medyada buluştuğu ortama verilen addır. Orada okudukları kitapları okuyup yorumlarlar ve bazen de çıldırırlar. :') Bookstagramın yaşı yoktur, ücretli değildir.

Bookstagram açma sorunsalı ve tavsiyeler.


1- Bookstagram açmak istiyorsanız önce kendinizi temsil eden, güzel ve dikkat çekici bir kullanıcı adı bulmalısınız. Başkalarınınkine bakarak fikir edinebilirsiniz fakat taklitlerden sakının. Çünkü bir instagram kullanıcısının ilk baktığı şey kulanıcı adı, yani ben öyle yapıyorum.

2- Bookstagramı açtıktan sonra herhangi istediğiniz bir kitabın fotoğrafını çekerek hesabınızda paylaşarak yorumlayabilirsiniz ve bu kitabı puanlayabilirsiniz.

3- En önemlilerinde bir tanesi; yorum! Kitap hakkında yaptığınız yorumlar çok önemli. O yorumu yazma üslubunuz, noktalama işaretlerine ve  yazım yanlışlarına dikkat etmeniz gerekiyor.

4- Bir diğeri ise fotoğraf sorunsalı! Her kullanıcının yaşadığı sorun fotoğraf çekememe durumu. Bu bende de oluyor. :') Bu konuyu ayrıntılı bir biçimde ele almak istiyorum.

Eğer fotoğrafları nasıl çekeceğiniz konusunda kararsızsanız, başka Türk veya yabancı bookstagramları gezerek örnek alabilirsiniz, fikir edinebilirsiniz. Fotoğrafı çekerken illaki güzel bir fotoğraf çeken aletinizin olması gerekmiyor. Benim için yorum fotoğraftan önce geliyor.

Önce kendinize bir tema belirleyin. Yani arka plan. Kitabınızı üzerine koyacağınız nesne. Ben gri bir hırka kullanıyorum. Çünkü hem açık bir renk ve her kitap rengiyle uyuyor. Siz de öyle bir renkte kazak, bornoz, halı, masa, hırka, tişört gibi nesnelerin üzerine kitabınızını koyabilirsiniz. Tabii fotoğraf böyle çok boş oluyor, yanına mum, ayraç, başka kitaplar, biblo, bilgisayar, kulaklık tarzı materyaller koyabilirsiniz.

Sonra olarak fotoğrafın açısını yakalamanız gerekiyor. Onu da yaptıktan sonra tamamdır. Son olarak eğer isterseniz fotoğraflarınızı filtrelendirebilirsiniz. Profilinizin düzeni bozulmasın diye de hep aynısını kullanabilirsiniz.


Umarım aklınızda kalan soruları ceavplayabilmişimdir. Görüşmek üzere!